HENRICH I.

“Esasen Custom motosiklet denildiğinde tema kullanmak, hepimizin içindeki çocuğu besleyen, ruhumuzdan ve hayal gücümüzden kuvvetli bir yansımayı motosiklete yansıtan bir yaklaşım. Ben ise bilgisayar oyunlarının bir hayranı ve en şık motosikletleri, araçları, daha küçük bir çocukken o büyülü dünyada görerek belleğime kazımış biriyim”

Müşterimiz Çağlan’ın bize ilk gelişi değildi, daha önce de bizimle çalışmıştı, ne istediğini ve nasıl olması gerektiğini gayet iyi biliyordu. 1976 model BMW R60’ını, “Return to Castle Wolfenstein” oyununun bölüm sonu canavarı “Heinrich I.” karakteri gibi diriltmemizi istedi.

“Yeni bir kimlikle diriltilecek bir klasik için daha uygun bir tema seçilemezdi.”

Motosikleti cafe racer tarzında yaptık ve bunu yaparken İkinci Dünya Savaşı esintilerini de yansıttık. İlk olarak stok parçalarını söktük. Önde “Yamaha YZF-R6” amortisörletini ve fren kaliperlerini kullandık. Alt-üst mesnet CNC kullanılarak özel olarak üretildi. Ardından şasiyi kısaltarak arka amortisörü tek koldan bağladık. Daha sonra motosikletin performansı üzerinde çalıştık. Arızalı olan platin meksefe yayları orijinalleri ile değiştirildi ve üst kapak revizyonu yapıldı. Mikuni karburatörler, açık hava filtresi ve özel yapım egzozlarla artık savaşa hazırdı.Benzin deposunu, binicinin bacaklarına yer açmak ve daha ince bir görünüm elde etmek için kestik. Hem dar hem de sportif görünmesi için uyarladık.

Heinrich I’i tasarlamaya devam ederken, Çağlan Bey ile her zaman iletişim halinde olduk. Ana odak, görsel ihtiyaçlarını karşılamaktı. Bu motosikletin lastikleri biraz çelişkili görünüyor olabilir; çünkü motosiklet cafe racer tarzında ama bizim yarışımız pistte değil savaş meydanında! Bu yüzden Pirelli MT-21 Rally Cross’u kullandık. Bu, motosikletin güçlü ve tatmin edici bir karaktere sahip olmasında çok etkili oldu. Tamamen el yapımı olan ön çamurluklar, akü kutusu ve yan kapaklar ile birlikte motosikletin üzerine yerleştirildi. Sonra zor kısım geldi: elektrik tesisatı.

Birkaç nedenden dolayı zordu: öncelikle bu motosiklet 46 yaşındaydı ve bize ilk geldiğinde hırpalanmış haldeydi. Bu yaşlı mekineye yeni nesil LED aydınlatmalar, dijital bir gösterge ve yeni kontrol düğmeleri ekledik. Stop lambasını, seleyi tamamen saran, kendi ürettiğimiz bir kaportaya yerleştirdik. Seleyi antrasit renkli deriden yaptık ve elcikleri de aynı malzeme ile sardık. Motosiklet üzerindeki tüm logolar CNC kullanılarak alüminyumdan yapıldı. Onlar da elbette bizim tarafımızdan özel olarak tasarlandı.

Tasarımın en dikkat çekici noktası boyasıydı. İlk işimiz Wolfenstein oyununu incelemek oldu. Araçların ve silahların renklerine baktık, ardından uygun bir renk kartelası hazırladık. Oyundaki bu araçlardan bazı şeritleri ve logoları kullanmaya karar verdik.

Yan kapaklara, İkinci Dünya Savaşı Alman araçlarında kullanılan yazı karakteriyle, “West Riders Custom”ın baş harflerinin alfabetik kodu olan bir seri numarası ekledik ve böylece motosiklet son halini almış oldu.